Ben Ankara'da doğdum büyüdüm, babam dolayısıyla kimliğimde kütükte Konya Akşehir yazsa da herkese; "Anne tarafından Rize Çamlıhemşinliyim" demeyi tercih ediyorum. Nihayetinde bir doğduğun yer
vardır bir de ruhunu doyurduğun yer. Ben çocukluğumdan sonra ilk defa 2005'te
gittim Köy'üme. Yeşile bürünmüş Rize şehrinin altında gizli kalmış bulutlar ülkesi gibi, Çamlıhemşin. O gün bugündür gitmek için bir türlü fırsat bulamadım ne yazık
ki. Köyümüz sakinleri yaz aylarında yaylara çıkar, hayvanlarını otlatır,
ürünlerini yeniler ve yaz sıcağından bir nebze olsun kaçmak ister. Yayla
yolları oldukça meşakkatli ama bir o kadar da keyifli. Yukarıya doğru yol alırken hem yeşile hem
maviye hayranlığınızın giderek arttığını hissedersiniz. Bulutlar bu yolculuğunuza eşlik eder. Sanki düşseniz sizi tutacak gibidirler...
Köyümüze Dokunma, Doğamıza Dokunma,
Köyümüze Dokunma, Doğamıza Dokunma,
Şimdilerde Çamlıhemşinli hemşerilerimiz
"doğal" olanı, yaşam alanlarını, yollarını, ekinlerini, tabiatlarını korumaya
çalışıyor. Gencinden yaşlısına herkes yapılması planlanan –YeşilYol- Projesine
tepkilerini gösteriyor.
Neden, Niçin?
Köy halkı,
Artvin'den Samsun'a kadar ortalama 2000 rakımlarından geçecek, Karadeniz dağları
boyunca denize paralel uzanıp toplam 2600 km uzunluğunda yapılması planlanan -sözde-yeşil
yola karşı çıkıyor. Köylüler; Samistal Yaylası ve Kavrun Yaylası arasından da geçecek
yolun rant sağlamak isteyenlerin tekeline geçeceği tedirginliği içinde direnmeye çalışıyor. Bir çok insan sosyal medya sayesinde olaya tepkilerini #yeşilyoladurde hashtag'iyle sürekli dile getiriyor. Peki, Yeşil
Yol projesi ile yaylalara ulaşım yolunun sağlanması durumunda neler olacak?
-Yayla insanı kendi topraklarında kiracı konumunda olacak
-Halka açılan
yaylalar önemini yitirip, insanlar tarafından tahribata uğrayacak
-Yayla kültürü,
hayvancılık tamamen bitecek
-Su kaynakları
tamamen yok olacak
-Daha çok otel
daha çok insan daha az oksijen!
-Çığ tehlikesi
artış gösterecek.
Havva Ana'dır Halk!
Temmuz ayının 2. haftasında Yeşil Yol'a yapılması planlanan yol için yaylaya çıkan yol makinesinin önünü köylü bir kahraman kesti; Havva Ana. Sadece bununla kalmadı, jandarmanın önüne geçip kükredi, "Ben Halk'ım" diye... Devletin halk olmadan bir hiç olduğunu haykırdı. Karadeniz kadını on kaplan gücündedir. Kimsenin demeye cesaret edemediği gerçekleri 5 dakikada dile getirir. Karadeniz kadını korkusuzdur. Bir orduyu dize getirecek güce sahiptir. Korkusu olsa neye yarayacak zaten kaybedecek hiçbir şeyi yok, tek derdi topraklarını korumak. Belki derdi torunlarını da bu güzellikten mahrum etmemek. Belki babadan dededen kalma tabiatını korumak. Ya da belki o dağlara bir destan yazmak istedi. Neler görmüş geçirmiştir o dağ, o taş o nene... Geçmişini bir avuç para için hiç etmek istemedi belki de... Hükümete seslendi, Vali'ye, Belediye Başkanı'na seslendi. Sesi bütün Türkiye duydu, bir tek gerekli merciiler duyamadı. Çünkü hala yol yapımı için makineler köyde. Geçtiğimiz günlerde Karadeniz'de başlayan sağanak yağmur, Fırtına'yı dile getirdi. Doğa kendinden olmayanı gözünün yaşına bakmadan yuttu, intikam değildi bu. Denilenin aksine aslında tabiatı buydu. Doğa alır yine doğa verirdi. Nasıl geldiyse öyle gitmeliydi.
Hazır doğadan bahsetmişken bir film önerisinde bulunmak istiyorum:
Bir film
önerisi: Toprağın Tuzu
Malumunuz
tiyatro sezonu şimdilik yaz molasında. Bu kez bir film önerisi ile
karşınızdayım. Bende öneri bitmez. Her yaz olduğu gibi bu yaz da Açık Hava Film Günlerini gerçekleştiren CerModern'de bu kez benim keyifle izlediğim bir
belgeseli, Toprağın Tuzu belgeselini seyrettim. Fotoğrafçı Sebastiao Salgado’nun
hayatını, yaşadıklarını konu ediyor. Ünlü
fotoğrafçı Sebastiao Salgado'nun farklı kıtalara ve bölgelere yayılmış 40
yıllık kariyerinin ardından, bu kez insanların olmadığı, el değmemiş
görüntüleriyle vahşi doğaya dönüşünü anlatan bu belgesel film, çok şeyi bir
araya getiriyor, izleyeni tabiri caizse sersemletiyor. Salgado’nun aşkı,
fotoğrafla nasıl tanıştığı, nerelere gittiğini tarihsel bir sıralama ile anlatan
filmin oyuncularından biri de Salgado’nun büyük oğlu, Juliano Ribeiro
Salgado. Fotoğraf üzerinden şaşırtıcı ve macera dolu bir yaşama
tanıklık etmek isterseniz, mutlaka izleyiniz. İyi seyirlerJ
Yorumlar
Yorum Gönder