Mesela şirin bir kafe'desiniz. Daha doğrusu kafe'den içeri
giriyorsun. Şimdi benimle hayal et ve an’da kal sevgili okuyucu. Kafasına göre bir an yaşama hasretiyle yanıp tutuşanlar, var mısınız yolculuğa? Hadi bakalım…
Kafe eski püskü ama şirin mi şirin, sanki Fransa’nın arka
sokaklarında kıyıda köşede kalmış bir kitapkafe. İçeri girdiğinde kapının
sesiyle irkiliyor insanlar. Çok fazla değil, 3-5 kişi var sadece. Canın kahve
çekmiş, biraz kitap biraz keyif, tek derdin. Biraz da seviyorsun gözlemlemeyi
etrafı, insanları...
Geldiğin saat, bu amaç için oldukça saçma ama ‘idare eder’
diye düşünüp kendine bir köşe beğeniyorsun. Eski püskü bir sedir dikkatini
çekiyor, üzerinde biraz kedi tüyü var, tiksinmezsin nasılsa gidip oturursun. O
anda bir kedi olmayı hayal ettiğini biliyorum, zaten hava buğulu biraz yağdı
yağacak. Sanki üzerinde bir ağırlık var, uyanmak için geldin ama vücudun devrilme
hevesi içinde. Kıvrılıp yatman insanların seni deli sanmasına yol açabileceğini
düşünüp vazgeçiyorsun. En iyisi biraz kitap karıştırmak…
Baktığın kitaplar
biraz fazla ağır geliyor, başka bir tarafa yöneliyorsun. Uzanıp seni çağıran
kitabı çevirdiğinde hafifçe irkiliyorsun, “Göğe Bakalım”. Bu başlık biraz
gülümsetiyor seni. Daha önce hiç görmediğin bir kitap, bir şiir kitabıymış
meğer. Biraz incelemek üzere yerine geçip, kuruluyorsun köşene. ‘Çok kurulma,
uyursun’ diyor içinden bir ses. Doğruluyorsun. Kitap seni çekiyor garip bir
şekilde, birkaç sayfa geçtikten sonra adıyla aynı olan şiire geliyor sıra.
‘Göğe Bakalım’ diyor sana. Seni aşk’a, şevk’e, hayal’e, huzur’a çağırıyor. Sen
bu şiirin davetkâr havasını seviyorsun.
O anda ister istemez, dönüp gökyüzüne
bakmak geliyor içinden. –Ah!, diyorsun. ‘Orada bir yerlerde misin?’, gözlerin
doluyor. Kahveni içip bitirdiğinde zaten kısacık olan kitabı sıcacık
gülümsemeyle yerine koyuyorsun. İçinde bir yerlerde sanki birini daha gökyüzüne
yolladın, sanki onun içinden koptuğunu, nefes aldığını hissettin. Artık vaktin
doldu, işine gitmek için içeri girdiğin kapıdan çıkabilirsin. Yağmur da olsa
derin ve temiz havayı içine çekebilirsin. Çünkü artık sen o eski ‘sen’
değilsin…
*Yazı Kafasına Göre dergide yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder